Diyabet, yol açtığı komplikasyonlar nedeniyle ayakta yara açılmasını ve açılan bu yaranın kapanmasını güçleştirir. Ayak sinirlerindeki ilerleyici bozulma nedeniyle şekil bozuklukları gelişir. Bu durum, ayak tabanına binen yükün normalde olması gereken yerde ve olması gereken şiddette gerçekleşmesini bozar. Yük taşımaya elverişli olmayan yerler şiddetli basınç altında kalır. Buralar genellikle kemik çıkıntılardır. Ayağın duyusunun kaybolmuş olması durumu daha da ağırlaştırır. Bu çıkıntılara gelen baskı hasta tarafından hissedilemez. Oysa ayağın bir yerine birkaç saat boyunca yeterli şiddette basınç uygulandığında yara açılır. Diyabetik ayak yarası hakkında daha önce detaylı bilgilerin yer aldığı bir yazıyı sizlerle paylaşmıştık.

Diyabetik hastaların ayaklarında yara açılmasının en önemli sebebi uygun olmayan ayakkabı kullanımıdır. Ayakkabı vurmasına bağlı yara açılan her üç ila beş hastanın birinde durum parmak kesilmesi ile sonuçlanmaktadır. Sonuç olarak diyabet hastaları yara açılmasını önlemek için ayakkabı seçiminde özellikli davranmak zorundadır. Eğer diyabet tanısı yeni konmuş, ayaklarda dolaşım bozukluğu, duyu kusuru, şekil bozukluğu başlamamışsa rahat, sıkmayan, şok emici tabana sahip, yüksek topuklu olmayan, kaliteli bir ayakkabı yeterli olur. Duyu kusuru başladıkça ayakkabı artık giderek özelleşmek zorundadır. Hele ki, şekil bozukluğu gelişmiş ayaklarda, yara hikayesi olan ayaklarda, parmaklardan birini veya birkaçını kaybetmiş hastalarda özel diyabet ayakkabısı yaptırmak gerekir. Bazı durumlarda ayakta yara bulunurken özel tedavi edici ayakkabı imali gerekli olur.

Hastanın hangi tip ayakkabıya ihtiyacı olduğu, özel imalat mı yoksa piyasada satılan diyabet ayakkabısı mı gerektiğine bu konunun uzmanları karar verirler. Başka ülkelerde bu alanda görev yapan birçok uzmanlık grubu (podiatrist, pedortist, ortotist) bulunmaktadır. Ülkemizde ise bu alanda uzmanlaşmış fizyoterapistler ile yeni yeni kurulan podoloji bölümü mezunlarına başvurulabilir. Piyasada “diyabetik ayakkabı” adı altında satılan her ayakkabının uygun olmadığı bilinmelidir. Özel üretim bir ayakkabı ister koruyucu ister tedavi edici tür olsun çok büyük farklılıklar, ekler içerebilir. Öte yandan piyasadan alınsa da herhangi bir diyabetik ayakkabının taşıması gereken özellikleri ve satın alırken dikkat edilmesi gerekenler önemlidir.

 

Diyabet Ayakkabısı Nasıl Olmalıdır?

  • Diyabetik ayakkabı, sağlam, kaliteli malzemeden üretilmiş, derin yapılı, biraz uzun ve geniş yapılı ancak ayağın içinde gezmeyeceği kadar kavrayıcı olmalıdır. Sıkı ayakkabı sıktığı yerden vurur ve yara açılır. Çok gevşek ayakkabıda da ayak ayakkabı içinde gezer, sürtünür ve yara açılır. Bu denge çok önemlidir. Derin yapı özellikle tabanlık eklenmesi gereken durumlar için önemlidir.
  • Ayakkabı en uzun parmaktan yaklaşık 1-1,5 santim daha uzun olmalıdır. Ayakkabı çorapla birlikte giyildikten, bağlandıktan sonra ayakta dururken kontrol edilmeli ve uç kısmında mutlaka boşluk olmalıdır. Parmak ayakkabının burnuna değiyorsa bu ayakkabı uygun değildir.
  • Ayakkabının parmak kısmı yüksek yapılı ve geniş olmalıdır. Böylece ayakkabı parmakların üstüne sürtünmez. Sivri burun ya da yassı burun ayakkabı uygun değildir.
  • Ayakkabının burnu çok ince ve yumuşak olmamalı, çarpmalarda ayağın zarar görmesini önleyecek güçte olmalıdır.
  • Parmak köklerinde ne iç ne de dış yanda ayakkabı sıkmamalıdır. Bu kısımlarda yeterli boşluk olmalıdır. Ancak bu boşluk yürürken parmak köklerini sağa sola gezdirecek kadar da olmamalıdır.
  • Ayakkabı iç yüzü ve astarı dikişsiz olmalıdır. Ufacık bir çıkıntı bile ayakta yara açabilir veya sürekli temas ettiği yerde nasır oluşturabilir.
  • Ayakkabı derisi yumuşak gerçek deriden imal edilmelidir. Böylece ayakkabı esneyebilir, nefes alabilir, terletmez, tahriş etmez.
  • Ayakkabının dış tabanı batıcı cisimleri engelleyecek güçte ve hastanın kayıp düşmesini engellemek için kaymaz yapıda olmalıdır.
  • Ayakkabının iç tabanı ayağa gelen basıncı dağıtacak yumuşaklıkta ve yapıda olmalıdır.
  • Ayakkabının topuğu saran kısmı güçlü yapıda desteklenmiş olmalıdır.
  • Bilek kısmı yumuşak ve esnek bir destek yapıyla çevrelenmelidir.
  • Ayakkabının dili geniş, yumuşak bir petle desteklenmiş ve ayakkabı içine kaçmayacak biçimde imal edilmiş olmalıdır.
  • Sivri burun, yüksek topuklu ayakkabı kesinlikle uygun değildir. Topuk yüksekliği 3 cm’den daha fazla olmamalıdır. Yüksek topuk, yükün parmak kısımlara aktarılmasına yol açar.
  • Ayakkabı ayağın kolay girmesi ve tam olarak ayarlanabilmesi için bağcıklı olmalıdır. Özellikle yaşlı hastalarda bağcıkları bağlamak bir sorun oluyorsa bunun yerine cırt cırtlı ayakkabı da olabilir. Ancak bağsız ayakkabı kullanılmamalıdır. Bağcıklar veya cırt cırt ne çok sıkılmalı ne de gevşek bırakılmalıdır.
  • Ayakkabı çorapsız giyilmemelidir. Çorap her gün değiştirilmeli, temiz ve kuru olmalı, yırtığı, söküğü, dikişi, kırışığı bulunmamalıdır. Beyaz renk kanama ve akıntıyı gösterdiği için pamuk çoraplar yazın teri emdiği için tercih edilmelidir. Parmakları sıkmaması için çorapların parmak kısmı sivri olmamalı, köşeli tip olmalıdır. Boyun kısmı sıkan lastikli tip çoraplar uygun değildir.
  • Son olarak ayakkabı mümkün olduğu kadar hafif olmalıdır. Ağır ayakkabılar takılıp düşmeye yol açarlar.

Ayakkabı Nasıl Satın Alınmalıdır?

  • Gün içinde ayak şişerek numarası biraz artar. Bu nedenle ayakkabı mutlaka günün geç saatlerinde seçilmelidir.
  • Modelden modele, markadan markaya ayakkabı numarası değişir. Bu nedenle ayakkabı mutlaka denenerek alınmalıdır, siparişle alınmamalıdır.
  • Ayakkabının numarası önemli değil, hastanın ayağının büyüklüğü önemlidir. Gerekirse ayak boyu, genişliği ölçülmeli ayakkabı, üzerinde yazdığı ölçüye göre değil, bu ölçülere göre seçilmelidir.
  • Duyu kusuru olan hastalar, tam olarak hissetmedikleri için sıkı ayakkabı almak eğilimindedirler. Duyu kusuru bulunan hastalar kendi hissettikleri ayakkabıyı değil, bir miktar büyük geniş ayakkabı almalıdır. Hasta yakınları ayakkabı alırken yardım etmelidir.
  • Ayağın şekli ile ayakkabı modelinin kesimi uymayabilir. Kimi ayaklar daha uzun, kimileri taraklı, kimileri yüksektir. Ayakkabının şekli ayağa uygun olmalıdır. Bunu anlamak için ayakkabı boş bir kâğıt üstüne konup etrafı çizilir, sonra üzerine ayakla basılıp ayağın şekli çizilir. Ayak çizgileri ayakkabı çizgisine uyuyor mu? Bu çizgilerin içinde kalıyor mu? Etrafında yeterince pay var mı? bunlara bakılır.
  • Ayaklar arasında ölçü ve şekil açısından ufak farklılıklar bulunur. Bu nedenle ayakkabının iki teki de denenmeli, ayakkabılar daha büyük olan ayağa uygun olacak şekilde satın alınmalıdır.
  • Ayakkabı denenirken mutlaka birlikte giyileceği çorap ile denenmelidir. Kış için ayakkabı seçerken yazlık ince çorapla denenmesi uygun olmayacaktır.
  • Yeni alınan bir ayakkabı alıştırarak giyilmelidir. İlk alındığında, geri iade edilebileceği de göz önünde tutularak, temiz bir yerde 20 dakika giyilmelidir. Ayakta herhangi bir kızarıklık, hassasiyet, soyulma var ise iade edilmelidir. Yoksa bile eski ayakkabı ile değiştirerek en fazla bir saat kullanılmalı ve ayak kontrol edilmelidir. Sorun çıkartmayan ayakkabı giderek daha uzun saatler kullanılmalı, her seferinde ayaklar kontrol edilmelidir.
  • Diyabetik bir hastanın en az iki çift diyabet ayakkabısı olmalı ve bunları değişerek kullanmalıdır. Hiçbir şartta bu ayakkabılar dışında başka ayakkabı kullanmamalıdır.
  • Diyabetik bir hasta ev içinde dahi çıplak ayakla yürümemelidir. Tokyo, sandal, terlik çıplak ayak demektir, ayakkabının yerine geçmez. Bu nedenle ev içi kullanım için bir çift ayakkabı daha bulunmalıdır.
  • Diyabetik bir hastanın yaşamı boyunca edinmesi gereken bir alışkanlık da ayakkabı kontrolüdür. Bu kontrol hem ayakkabıyı giymeden önce, hem de çıkarttıktan sonra yapılmalıdır. Ayakkabı dıştan gözle ve içten elle kontrol edilmeli, zedelenme, çıkıntı, sökük, batıcı cisim varlığı araştırılmalıdır. Bu kontrolü hasta yapamıyorsa, yakınları yapmalıdır.
  • Ayakkabı dikişlerinde sökük, tabanda veya topukta aşınma, yırtılma gibi eskime belirtileri olur olmaz tamir edilmeli, tamir mümkün değilse yenisiyle değiştirilmelidir.

Kaynak:
https://www.gensaglik.com/post/diyabet-ayakkabisi-secerken-nelere-dikkat-etmeliyiz